Matematik ödevleri faydadan çok zarara sebep olabilir mi? Yeni bir araştırmaya göre, öğrencilere matematik ödevi vermek bazen yarardan çok zarara sebep olabiliyor; özellikle de bu ödevler çocukların ebeveynlerinin yardımıyla bile tamamlayamayacakları kadar karmaşıksa. Güney Avustralya Üniversitesi ve Kanada’daki St Francis Xavier Üniversitesinden araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmada Kanadalı sekiz aileyle görüşüldü.1
Tüm ailelerin, araştırmanın yapıldığı bölgede standartlaştırılmış matematik testlerinin uygulandığı ilk yaş olan 8 ya da 9 yaşlarında, 3. sınıfta okuyan bir çocuğu vardı. Bu ailelerde matematik, genel olarak beğenilmeyen ve çok fazla çalışma gerektiren bir alan olarak görülmekteydi. Ailelere matematik ödevleriyle ilgili deneyimleri ve bunun aile üzerindeki etkileri hakkında sorular soruldu.
İlgini çekebilir: Beyinlerimiz büyüyor mu? Yoksa küçülüyor mu?
Güney Avustralya Üniversitesinde matematik eğitimi alanında kıdemli bir öğretim görevlisi olan Lisa O’Keffe, ev ödevi kavramını “Uzun zamandır çocukların öğrenmelerini pekiştiren ve akademik başarısını artıran bir pratik olarak kabul edilmektedir.” şeklinde açıklarken araştırmanın asıl odak noktasına ise şu sözleriyle değindi: “Ancak bu pratikler, bir öğrencinin ebeveyn desteğiyle bile tamamlayamayacağı kadar karmaşık olduğunda bunun neden ev ödevi olarak verildiği sorusu gündeme geliyor.”

Matematik ödevlerine karşı geliştirilen yeni yaklaşımlar kuşaklar arası anlaşmazlığa neden olabilir
Çalışmada tespit edilen sorunlar arasında ev ödevlerinin – ebeveyn yardımı olsa bile – çok zor olmasının yanı sıra ders çalışmanın yatma saatlerini geciktirmesi, aile ile geçirilen zamanda eksikliğe neden olması, yetersizlik ve hayal kırıklığı duygularını ortaya çıkarması da yer aldı. Özellikle ailelerin ev ödevlerine yardım etmesine rağmen çocukların ödevleri tamamlamakta zorlanması, hem çocuklar hem de ebeveynler açısından stresli ve sinir bozucu bir süreç haline geliyor. Bu durum, çocukların akademik başarılarını olumsuz yönde etkilerken, aynı zamanda aile içindeki huzursuzluğu da artırabiliyor. Araştırmacılar tarafından not edilen bir başka hayal kırıklığı ise kendilerine çocukken problemlerle nasıl başa çıkacakları çocuklarından farklı bir şekilde öğretilen ebeveynler oldu. Ebeveynlerin, çocuklarının yaşadığı sorunlara yabancı kalması ve bu sorunları çözmede yetersiz kalmaları, ebeveyn-çocuk ilişkisini de zedeleyebilmektedir.
O’Keeffe, matematik öğretme ve öğrenme yaklaşımlarının yıllar içerisindeki değişimine ve bunun ebeveynler üzerindeki olumsuz sonuçlarına şu şekilde vurgu yaptı: “Pek çok şey gibi matematik öğretimi de zaman içinde gelişti. Ancak ebeveynler, denenmiş ve doğru yöntemlerinin çocuklarının öğrendiklerinden farklı olduğunu fark ettiklerinde bu yeni yöntemlere uyum sağlamak zor olabilir ve bu durum da öğrenciler üzerinde gereksiz bir baskı yaratabilir.” Araştırmacılar, bu anlaşmazlığın “nesiller arasında olumsuzluğa” yol açabileceğini de belirtti.
Cinsiyet farklılığı matematiğe olan yaklaşımı etkiler mi?
Araştırmada bunlara ek olarak matematiğe olan yaklaşımın cinsiyetler arasında nasıl farklılaştığı da ele alındı. Çalışmanın yazarlarına göre, ev ödevlerine yardım etmek genellikle annelerin sorumluluğu altındaydı ve anneler ödevleri zor bulduklarında bu durum, matematiğin kızların “doğal olarak başarılı” olduğu bir ders olmadığına dair olumsuz klişelerini pekiştirebilmekteydi.
İlgini çekebilir: Araştırmaya Göre Kargalar da Primatlar Gibi Matematiksel Düşünebiliyor
Bu olumsuz klişelerin öğrencilerin notları ve kariyer hedefleri üzerinde kalıcı etkileri olabileceğini gösteren başka çalışmaların varlığına da ithafta bulunuldu. Güney Avustralya Üniversitesinde öğretim görevlisi olan çalışmanın yazarı Sarah McDonald ise bu konuyla ilgili “Öğretmenlerin yapmak isteyeceği son şey, potansiyel olarak güçlü matematiksel kimlikler geliştirmede kızları dezavantajlı duruma düşürmektir.” sözlerini dile getirdi. McDonald, bu klişelerin öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini ve matematikle ilgili becerilerini nasıl etkileyebileceğini vurguladı. Ayrıca, matematik öğretiminde cinsiyet hassasiyetinin önemini belirtti. İleriye yönelik isteklerini ise “Ev ödevi politikaları ve beklentileri konusunda daha fazla anlayışa ihtiyacımız var. Ayrıca, sadece kız öğrenciler değil, tüm öğrencilerin matematikte başarılı olma potansiyellerini destekleyecek yaklaşımlar geliştirmeliyiz.” diyerek açıkladı.
Gerek öğrencilerin eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklar, gerekse öğretmenlerin bu zorlukları aşmalarında rol oynayabilecek stratejiler konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu da dile getirdi. McDonald’ın ifadeleri, eğitim politikalarının ve sınıf içi uygulamaların gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor ve bu durum, eğitimcilerin konuyu ciddiyetle ele almaları gerekliliğinin altını çiziyor.

Araştırmacıların beklentileri ne yönde?
McDonald, ev ödevlerinin genellikle bağımsızlığı teşvik etmek, organizasyon becerilerini ve öz disiplini geliştirmek gibi akademik olmayan faydaları olduğu düşünülse de çalışmalarında ele alınan aile deneyimlerinin bunu desteklemediğini de ekledi.
İngiliz Eğitim Sosyolojisi Dergisi’nde yayımlanan çalışmada küçük bir katılımcı örneği kullanılmış olsa da bulguların eğitimdeki yaygın anlatılarla örtüştüğü görüldü. Sonuç olarak araştırmacılar, matematik ödevlerinin uygun bir şekilde yapıldığından ve gençleri erken yaşta konudan uzaklaştırmadığından emin olmak için daha fazla şey yapıldığını görmek istediklerini belirtti.
Referanslar
- Nield, D. (2024, April 5). Math Homework Can End Up Doing More Harm Than Good, Study Shows : ScienceAlert. ScienceAlert. https://www.sciencealert.com/math-homework-can-end-up-doing-more-harm-than-good-study-shows ↩︎
Bir yanıt yazın